Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci iddialara cevap verdi: Haklıyken haksız duruma düştüm

Ekol TV Muhabiri Çağdaş Evren Şenlik’in özel haberine göre; Oğuz Murat Aci’nin hayatını kaybettiği ve uzun süre gündemi meşgul eden trafik kazasının yankıları sürerken Aci’nin eşi kazayı yapan Timur Cihantimur ve oğlunu yurt dışına kaçıran Eylem Tok hakkında şikayetinden vazgeçti. Şükriye Aci’nin İstanbul Cumhuriyet Başsabcılığı’na verdiği dilekçede, “Maddi ve manevi zararımız karşılanmıştır” ifadelerini yer alması dikkat çekerken Şükriye Aci’den ilk açıklama geldi.
Şükriye Aci, “Kimse beni dinlemedi davanın asıl muhatabı benim” ifadelerini kullanırken kendisine yöneltilen eleştirilere tepki gösterdi.
Şükriye Aci, “Haklıyken, haksız duruma düştüm. Bir sürü lince ve iftiraya maruz kalıyorum” dedi.
Şükriye Aci’nin avukatı Ahmet Aslan tarafından yapılan açıklamada ise, “Şükriye Aci, kazanın ardından yaşadığı ve şimdilik teferruatıyla ifşasına gerek duyulmayan birtakım sorunlardan dolayı 1 yaşındaki oğluyla birlikte annesinin evine taşınmış, yaşamını idame ettirebilmek üzere çalışmaya başlamış ve eşini genç yaşta kaybetmenin acısı çok taze olduğu halde başkaca birçok incitici sorunla mücadele etmek zorunda kalmıştır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın devamında ise Oğuz Murat Aci’nin ailesine, “Bu noktada önemle vurgulamak gerekir ki 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte olayın en büyük mağduru olan Şükriye Aci, bu kazadan kısa süre sonra kendisinin ve çocuğunun hakları, duygu ve düşünceleri dikkate alınmaksızın ve kendisine hiçbir gelişmeden haber verilmeksizin tazminat pazarlıkları yapıldığını somut delilleriyle öğrenmiş, bu aşamadan sonra hem şahsının hem de oğlunun haklarını korumak üzere kendi başına hukuki mücadele verme yolunu tercih etmiştir” ifadeleriyle dikkat çeken bir suçlama yöneltildi.
Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci ise gelini Şükriye Aci’ye, “Herkes kendi bacağından asılır. Hiçbir zaman davamdan vazgeçeceğim demiyorum. Kırmızı çizgim davamdır. İstanbul’u verseler neyleyeyim. Benim oğlumun kanından beslenirseler zehir zıkkım olsun. Kim beslenirse. Benim oğlumun kanını kaça sattılar, çıksınlar açıklama yapsınlar. Yazıklar olsun” ifadeleriyle tepki göstermiş, genç kadına suçlamalar yöneltmişti.
Karara Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci’den sert tepki geldi.
Gelininin 100 milyon lira tazminat aldığını iddia eden baba Aci “Benim oğlumun kanından beslenirlerse zehir zıkkım olsun” dedi.
İddialara Şükriye Aci’den yanıt geldi.
EKOL TV’ye konuşan Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci, öyle bir para almadığını belirterek şunları söyledi:
Bu iddiaların sahibinin beklentisi bu miktar olduğu için böyle söyleniyor, kesinlikle böyle olağanüstü bir paradan bahsetmiyoruz. Oğlumun ve benim hakkım olan tazminatı almış olduk.
Kamu davasının süreceğini biliyorum. Ancak eşimin ailesi tarafından çok yıpratıldığım için davadan çekilme kararı aldım.
Şükriye Aci’nin avukatı Ahmet Aslan aracılığıyla yaptığı açıklama ise şöyle oldu:
01.03.2024 tarihinde Eyüpsultan İlçesi Mithatpaşa Mahallesi Davutpaşa Caddesi civarında meydana gelen trafik kazasında vefat eden merhum Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci ile aynı kazada yaralanan 4 kişinin şikâyetinden vazgeçtiklerine dair medyada yer bulan yorum ve tartışmalar dikkate alınarak, kamuoyunun doğru bilgi almasını sağlamak üzere açıklama yapma gereği hâsıl olmuştur. Öncelikle mezkûr kazanın gerçekleşmesinin ardından derhal harekete geçen adli makamlar ve kolluk ekipleri ile yurt dışında bulunan şüphelilerin yakalanıp ülkemize iadesi noktasında etkili girişimlerde bulunan Adalet Bakanlığı yetkililerine ayrı ayrı teşekkür ederiz.
Adli sürecin bundan sonra da aynı hassasiyet ve hakkaniyetle yürütüleceği hususunda tereddüt duymamaktayız. Şükriye Aci, kazanın ardından yaşadığı ve şimdilik teferruatıyla ifşasına gerek duyulmayan birtakım sorunlardan dolayı 1 yaşındaki oğluyla birlikte annesinin evine taşınmış, yaşamını idame ettirebilmek üzere çalışmaya başlamış ve eşini genç yaşta kaybetmenin acısı çok taze olduğu halde başkaca birçok incitici sorunla mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Bu noktada önemle vurgulamak gerekir ki 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte olayın en büyük mağduru olan Şükriye Aci, bu kazadan kısa süre sonra kendisinin ve çocuğunun hakları, duygu ve düşünceleri dikkate alınmaksızın ve kendisine hiçbir gelişmeden haber verilmeksizin tazminat pazarlıkları yapıldığını somut delilleriyle öğrenmiş, bu aşamadan sonra hem şahsının hem de oğlunun haklarını korumak üzere kendi başına hukuki mücadele verme yolunu tercih etmiştir. Müvekkilin bu olayları öğrenmesine vesile olan somut deliller, hakkındaki asılsız ve incitici iddiaların hukuki sınırlar aşılarak sürdürülmesi halinde, ilgisine göre kamuoyunun ve/veya resmi makamların takdirine sunulacaktır.
Yaşanan kazaya dair ceza soruşturmalarının sürdüğü ve kazada yaralanan kişiler ile Şükriye Aci tarafından maddi ve manevi tazminat davası açma hazırlığı yapıldığı esnada, hakkında işlem yapılan ve yurt dışında tutuklu olduğu bilinen suça sürüklenen çocuğun ailesi tarafından kazadan kaynaklı zararları giderme girişiminde bulunulması üzerine, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi hükmü çerçevesinde yürütülen müzakereler neticesinde uzlaşmaya varılmış ve mağdurların maddi ve manevi tazminata ilişkin talepleri karşılanmıştır.
Hâlihazırda Şükriye Aci ve kazada yaralanan dört kişi, avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunarak şikâyetlerinden vazgeçmişlerdir. Özellikle belirtmek gerekir ki soruşturmaya konu suçların takibi şikâyete bağlı değildir ve adli süreç hem savcılık hem de ceza mahkemesince yapılacak hukuki vasıflandırma doğrultusunda devam edecektir. Netice itibarıyla, küçük çocuğuyla birlikte yaşama tutunmaya çalışan ve acısı hala çok taze olan müvekkilin yaptığı, tamamen kanuni sınırlar çerçevesinde haklarını temin etmekten ibarettir.
Bu gelişmenin “müvekkilin hâlihazırda çok iyi yaşamsal şartlara sahip olduğu, son model arabaya bindiği, şahsi ve ailevi açıdan her şey mükemmel olduğu halde para hırsıyla böyle davrandığı” vb. gerçekdışı iddialar ve hukuki hakkı olan hayat sigortası ödemeleri lütuf gibi dile getirilerek yapılan aldatıcı yorumlar eşliğinde kamuoyuna sunulması, art niyet eseridir. Son olarak, bilhassa sosyal medyada, bu elim kaza sonucu henüz 28 yaşındayken eşini kaybeden ve 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesi veren müvekkilimizin kendine özgü şartları bilinmeksizin yapılan incitici ve/veya tahkir edici yorumların sahipleriyle ilgili gerekli hukuki yollara başvurulacaktır.
Kaynak:ekoltv.com.tr